Neden Güvenlik Kültürü Yaşama ve çalışma hakkı bireylerin en insani ve temel haklarından biridir. Ancak günümüzde birçok insan işlerini yürüttükleri esnada yaralanmalara, sakat kalmalara ve ölümle sonuçlanan kazalara maruz kalmaktadır. Bu kazaların bir kısmı hafif yaralanmalarla atlatılırken, birçoğunda da uzun süreli tedavi gerektiren ciddi yaralanmalar ve ölümler meydana gelmektedir. Kazaların gerçekleşmesindeki önemli nedenlerden biride çalışanların güvensiz hareket ve tutumlarıdır. İş güvenliği literatüründe çalışanların işlerini yürüttükleri esnada güvensiz davranışlarını önleme konusunda “güvenlik kültürü” kavramı son yıllarda üzerinde sıklıkla durulan bir kavramdır. İş kazalarının önlenmesi ve azaltılması, bugüne kadar birçok meslek grubu ve disiplini tarafından incelenmiş bir konudur. Bir işletmedeki insan faktörünün, işletmenin performansı üzerindeki etkisi tartışılmayacak bir öneme sahiptir. İnsan faktörünün daha güvenli ve sağlıklı çalışma koşullarında, çalışması için motivasyonlarını sağlayacak etkin bir araç da etkin güvenlik kültürü oluşturmaktır. İş sağlığı ve güvenliği bakımından, güvenliği işletmeye bir değer olarak kazandırmak ve yerleştirmek hem yönetimin, hem de işçilerin bu konuya bağlılığına dayanmaktadır. İş sağlığı ve iş güvenliği konusunda devlet, işverenler, sendikalar ve çalışanlar kendi üzerlerine düşen görevleri yerine getirmede ne kadar istekli ve gayretli olsalar da bu çabalar çalışanlar tarafından benimsenmez ve desteklenmezse istenen sonuçlara ulaşılamaz. Bu nedenle çalışma ortamın da yer alan kurallara uyulmalı, alet ve makineler hakkında yeterli bilgiye sahip olunmalı, eğitim faaliyetlerinden olabildiğince yararlanmaya çalışılmalı, yapılan eğitim çalışmalarının önce çalışan, kendi yararına olduğunu düşünmelidir. Yani çalışanlar bilinçli davranmalıdır.
İş Kazaları ve Güvenlik Kültürü
Yaşanan iş kazaları ve meslek hastalıkları göz önüne alındığında hem çalışanlar açısından hem de ülke ekonomisi açısından ciddi zararlar ortaya çıkardığı düşünülürse, iş kazalarının önlenmesi açısından ele alınacak en önemli konulardan biri de işletmelerde güvenlik kültürü oluşturulmasıdır.
Örgütlerde Güvenlik Kültürü
Örgüt kültürü, işletmelerde her düzeydeki bireysel, grupsal hareket ve davranışlara etki ederek, faaliyetlerin iş sağlığı ve güvenliği yönünden olumlu boyut kazanmasını sağlamaktadır. Sharon Clarke (1999) araştırmasında, örgüt üyelerinin güvenlikle ilgili olumlu tutumlarına rağmen, bu ortak ilginin tüm hiyerarşik düzeylerde aynı derecede olmadığını saptamıştır. Clarke göre kazaların, sosyo-teknik nitelikli olduğu dikkate alındığında, örgüt kültürü sağlık, güvenlik ve çevre programlarında oldukça etkin bir durumda olduğu, burada üzerinde durulması gereken hususun, güvenlik kültürünün, örgüt kültürü kapsamına dahil edilebilmesi gerektiği kanısına varmıştır. Nitekim, başarılı örgütlerin yapılarına, işletmelerin yönetim sistemlerine bakıldığında egemen olan güçlü bir örgüt kültürüne sahip oldukları bilinmektedir. Dolayısıyla, egemen örgüt kültürü örgütsel faaliyetlerin gerçekleştirilmesinde üyelerin davranışlarını belirlemektedir. Güvenlik kültürünün işletmelerde, çalışanlar üzerinde oluşturulabilmesinin en temelinde işletme yönetiminin iş sağlığı ve güvenliğinde, güvenlik kültürüne bakış açısı ve bu kültürün oluşturulabilmesi için üzerine düşen görevi başarılı bir şekilde yerine getirmesi bulunmaktadır. Yönetimin işletmede güvenlik kültürü oluşturmak için gerçekleştirdiği tüm çalışmalar, aldıkları önlemler ve hedefler, çalışanların bu konuyu sahiplenmesi, katkısı, sorumluluk alması da güvenlik kültürünün yerleşmesinde oldukça önemli bir yere sahiptir. İşletmede çalışan tüm personel, iş kazalarının, sakatlanmaların ve yaralanmaların önlenmesi için kendi sorumluluklarının farkına vardığında, işyerinde sağlık ve güvenlik ile ilgili çalışmalara daha fazla ilgi ve katılım göstereceklerdir. Bir işletme için en temel öğe olan “insan kaynağı”, işletmenin verimine, kalitesine ve sürekliliğine nasıl etki ediyor ise aynı şekilde işletmedeki bilinçli güvenlik kültürünün sağlanmasına ve sürekliliğine de etki etmektedir.Güvenlik kültürü hakkında yapılan çalışmalar incelendiğinde, Türkiye’de yapılan çalışmaların sınırlı olduğu ve Türkiye’nin yaşanan iş kazası sayısında, dünyada ilk sıralarda yer aldığı gerçeğini, güvenlik kültürüne verilmesi gereken önemi gözler önüne sermektedir.