İş Sağlığı ve Güvenliği Algısı
Güvenlik Kültürü
Güvenlik kültürü ilk kez kavram olarak yaşanan büyük kazalar ve felaketler sonucunda ortaya çıkmıştır. 1986 yılında Çernobil’de yaşanan nükleer kaza faciasından sonra 1987 yılında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından hazırlanan raporda kullanılmıştır. Hazırlanan raporda yaşanan faciada kaza sebebi olarak güvenlik kültürü eksikliği belirtilmiştir. Güvenlik kültürü Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından “kurumun sağlık ve güvenlik programlarının yeterliliğine, tarzına ve uygulamadaki ısrarına karar veren birey ve grupların değer, tutum, yetkinlik ve davranış görüntülerinin bir ürünü” olarak tanımlanmaktadır Çernobil nükleer reaktörü kazası, King Cross yangını, Piper Alpha patlaması, Clapham Kavşağındaki tren kazası gibi büyük kazalar sonrası hazırlanan raporlarda güvenlik kültürüne vurgu yapılmıştır. Meydana gelen kazaların nedenlerine ilişkin hangi güvenlik kültürü unsurlarının eksik olduğu aşağıda yer almaktadır.Güvenlik Kültürü ve Yaşanan Felaketler Arasındaki İlişki
Yaşanan Felaketler | Endüstri | Güvenlik Kültürü Eksiklikleri |
Çernobil | Nükleer Santral | İş güvenliği sistemlerindeki kural ve prosedürlerin ihlali |
Clapham Junction | Demiryolu taşımacılığı | Ağır çalışma koşulları, yoğun işyükü, denetim eksikliği |
Piper Alpha | Petrol üretimi | Zayıf iş uygulamaları, yönetimin bağlılığının eksikliği, güvenlikten ziyade kâra odaklılık |
Space Shuttle | Havacılık | Üretim baskısı, tehlikeleri fark edememek |
Three Mile Island | Nükleer santral | Riskleri algılamada zayıflık, yetersiz beceri |
Zeebrugge | Deniz taşımacılığı | Üst düzey yönetimin güvenlik konusunda eksikliği, kâr düzeyine öncelik verilmesi |
Güvenlik İklimi
Güvenlik iklimi ile de ilgili pek çok tanıma rastlamakla beraber, üzerinde fikir birliğine varılan en genel tanım ise iş ortamında çalışanların iş güvenliğine yönelik algısıdır Güvenlik iklimi kavramına ilişkin alan yazında yer alan tanımlardan bazıları şu şekildedir. Güvenlik iklimi ile ilgili ilk tanımlama 1980’de Zohar tarafından yapılmıştır. Zohar’a göre güvenlik iklimi “çalışanların iş çevresi hakkında paylaşmış oldukları bütüncü algılarının bir özeti” olarak tanımlamıştır. Güvenlik iklimi “çalışanların işyerinde iş güvenliğine ilişkin inanç ve algılarının özeti ve işyerindeki iş güvenliğine göre çalışanların davranış biçimlerinin tahminidir” . Cox ve Flin güvenlik iklimi kavramını çalışanların tutum ve davranışlarını açıklayan güvenlik kültürü kavramının bir yansıması olarak ele almaktadır. Frank W. Guldenmund’a göre güvenlik iklimi çalışanların işletmedeki güvenliğe ilişkin bakış açısından, güvenlik kültürü de çalışanların iş çevresiyle olan ilişkilerinden meydana gelen daha genel bir tanımı ifade etmektedir Kültür daha derindir, değişmesi çok değişik fonksiyonel alanlardan etkilenir ve daha uzun sürer; iklim ise hızlı değişir, liderlikten daha hızlı etkilenir. Bu açıdan bakıldığında güvenlik kültürü kavramı güvenlik ikliminden daha geniş ve kapsamlı ve değişmesi zaman alan bir süreçtir. İşletmelerde meydana gelen büyük kazalardan sonra kültürden ziyade iklimde önemli değişikliklere gidilir Güvenlik iklimi ilk olarak 1980 yılında Zohar’ın İsrail’de üretim işinde çalışanların güvenli davranışını araştırması ile başlamıştır. Güvenlik iklimi örgüt ikliminin özel bir biçimi olarak tanımlanmakta ve örgütün değer, norm, inanç, prosedür ve uygulamalar hakkında paylaştıkları algılardır. Güvenlik iklimi kavramı çalışanların bireysel algılarını etkilediğinden dolayı önemlidir. Örgütler birden fazla amacı ve bu amaçlara ulaşma aracı olduğundan dolayı üst düzey yönetim müşteri hizmeti, ürün kalitesi ve çalışan güvenliği gibi konularında politika geliştirir. Bu nedenle güvenlik iklimi; güvenlik politikası, prosedür ve uygulamalarına yönelik paylaşılan algılarla ilişkili bir kavramdırİş Sağlığı ve Güvenliği Algısını Etkileyen Faktörler
Bir işyerinde iş sağlığı ve güvenliği algısını etkileyen çeşitli faktörler bulunmaktadır. Bu faktörler çeşitli boyutlar altında sınıflandırılmıştır. Güvenlik iklimi ile ilgili ilk çalışmayı yapan Zohar’a göre işyerinde güvenliği sağlamak için oluşturulan güvenlik programının başarısını etkileyen temel faktör yönetimin bağlılığıdır. Güvenlik iklimini oluşturan boyutlara bakıldığında ise hangi boyutlardan oluştuğuna dair fikir birliği bulunmamaktadır. Araştırmacıların yapılan çalışmalarda farklı boyutları ele aldığı görülmektedir Zohar 1980 yılında İsrail’de yapmış olduğu çalışma sonucunda güvenlik iklimine ait ilk ölçümü gerçekleştirerek faktör analizi sonucunda aşağıda belirtilen boyutlara ulaşmıştır. Bunlar;- Güvenlik eğitiminin önemi,
- Yönetimin güvenliğe karşı tutumu,
- Güvenli davranışın teşviki,
- İşyerindeki risk düzeyi,
- Çalışma hızının güvenliğe etkisi,
- Güvenlik temsilcisinin durumu,
- Güvenlik kurullarının durumu
- Güvenlik iletişimi: İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili işletme içi iletişim düzeyini tespit etmeye yöneliktir. İşletmemde iş sağlığı ve güvenliği konuları ile ilgili etkili bir iletişim vardır gibi ifadelerden oluşmaktadır.
- Güvenlik yönetimi: ‘İşletmede iş sağlığı ve güvenliği konusunda sürekli iyileştirme süreci mevcuttur’, ‘İşletmede iş sağlığı ve güvenliği konusunda verilen eğitimler yeterli değildir’. ‘Yönetim, iş kazalarını önlemek için yeterince çaba gösterir’ gibi ifadelerden oluşmaktadır. Genel olarak iş sağlığı ve güvenliği yönetim sistemini yerleştirmek için gerekli olan unsurlar yer almaktadır
- Bireysel sorumluluk: Bireylerin, kendileri ve başka çalışanların sağlık ve güvenliklerine karşı ne derece sorumluluk hissettikleri;
- Güvenlik standartları ve hedefleri: İşletmede iş sağlığı ve güvenliği konusunda geliştirilmiş başarı standartları mevcuttur gibi ifadelerden oluşan ölçek iş sağlığı ve algısı için önemli bir faktör olan güvenlik standartları ve hedeflerini tanımlar. Çalışanların sağlık ve güvenliğini korumaları için uyulması gereken kuralları içerir.
- Kişisel katılım: Çalışanların güvenlik prosedürlerine uyma davranışları ile güvenlikle ilgili çalışma koşullarının iyileştirilmesine katılımını ölçmektedir.
- Yönetimin bağlılığı: Yönetim pozitif iş sağlığı ve güvenliği algısının sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır. Üst yönetim sağlık ve güvenlik önlemlerini almada üzerine düşen sorumlulukları ifade etmektedir.
- Kadercilik: Çalışanların iş kazalarıyla ilgili kaderci inançlarını değerlendirmektedir. “Ne yaparsam yapayım kazaların gerçekleşmesini engelleyemem.’’ gibi ifadelerden oluşmaktadır.